30 Tem RİO DE JANEİRO
RİO DE JANEIRO
Brezilya’nın ilk başkenti olan Rio de Janeiro adeta bir Dali, bir Picasso tablosu gibi sürrealist bir şehir, hele karnaval zamanıysa her şey gerçeküstü bir masala kahraman oluyor. Coğrafya burada cömertliğini gösterip, denizlerle dağlar arasında, yeşili bol öyle bir Rio yaratmış ki, akıllara zarar…
Yeni dünyanın ilk kaşifleri bazen yaptıkları hatalarla dünyadaki bir sürü şeye önderlik etmişler. Kristof Kolomb Hindistan’a vardığını düşünerek Amerikan yerlilerini Hintli zannetmiş. O gün bugündür adamların adı Indian, yani Hintli kalmış, bir diğeri ise Rio’nun girişindeki Guanabara Körfezi’ni nehir ağzı sanmış, aylardan da Ocak olunca şehre Rio de Janeiro yani “Ocak Nehri” adını vermiş. Rio de Janeiro bugün dünyanın en gözde şehirlerinden biri ve her yıl milyonlarca turiste tebessüm ediyor. Kısa adıyla Rio sefaletle ihtişamın kolkola samba yaptığı bir şehir, bir yanda Güney Amerika’nın en büyük “Favella” yani gecekondu mahalleleri, diğer taraftan demir parmaklıkların arkasındaki lüks evler garip bir tezat oluşturuyor. Rio’da yaşayanlara “Carioca” diyorlar ve bunlar hayatı vur patlasın çal oynasın tarzında algılayıp, öğle yemeği molasında bile parmak arası terlikleriyle soluğu plajda alıyor. Şehir merkezinde yaklaşık altı milyon insan yaşıyor ve plajlarla süslenmiş olan Rio sahillerinde neşeli kalabalıklar ağırlanıyor ama hava biraz kararınca plajlar hırsızlara ve onların avlarına kalıyor, zaten şehir cüzdanınıza en sahip çıkmanız, hatta mümkünse onu otelin kasasında bırakmanız gereken yerlerden biri. Rio’da dolaşırken biraz para ve bir kredi kartı yeter de artar bile, Cosmo kızlarınaa tavsiyem ise mücevherlerini evde bırakıp, Rio’da mütevaziliğin tadını çıkarmaları.
Adını Pau Brasil isimli ağaçtan alan Brezilya 180 milyonluk nüfusu ve G. Amerika’nın neredeyse yarısına eşit 8,5 milyon kilometre karelik (bunun yaklaşık 6 milyonu Amazon ormanları olmak üzere)yüz ölçümüyle devasa bir ülke. Brezilya’da nüfusun %12 si “Mestizo” yani yerlilerle beyazların karışımı, bir kısmı ise “Mulatto”, onlar da beyazlarla zencilerin melezi ama bu ülkede herkes birbirine son derece saygılı, etnik kökenlerin ön yargı yaratmadığı bir ortamda yaşıyor. Dünyanın beşinci en büyük yüz ölçümüne sahip ülkesinin Başkanı ise Brezilya İşçi Partisi lideri de olan Luiz İnacio Lula de Silva ya da halk arasındaki adıyla Lula.
Şehirdeki iki tepe manzaranın tadını çıkarmak ve Rio’nun görkemine tanıklık etmek için görülmesi gereken yerlerden. İlki kambur anlamındaki 710 metrelik Corcovado. Şehirden bir finikülerle, 25 dakikada çıkacağınız bu tepede1931’de yapılmış olan dünyanın en büyük Art Deco heykeli var. 30 metrelik Kurtarıcı İsa (Cristo Redentor )heykeli tüm haşmetiyle tepeden şehre gözcülük ediyor, nutkunuz tutuluyor. Aşağıdaki Guanabara Körfezi, plajlar, göl, muhteşem bir köprüyle ana karaya bağlı Niteroi Adası, Sugar Loaf Tepesi, arkada 1991 yılında Unesco tarafından biosfer rezervi olarak ilan edilmiş olan Tijuca ormanları neredeyse elinizi uzatsanız tutacağınız mesafede bulunuyor. Burada yaşamı bir fotoğraf karesinde dondurup, o karedeki esas kız veya oğlan olmak istiyorsunuz. Şehir tüm garipliklerin ortak paydasını oluşturan bir yerleşim. Kırmızı ışıkta beklerken, akrobatlar gösteri yapıp, para dileniyorlar, yanınızdan geçen otobüsü bir spor merkezi yapmışlar, otobüs şehrin sokaklarında dolanırken içerdekiler, bisiklet çevirip, ağırlık kaldırıyorlar, siz meraklı bir turist olarak şaşkın bakışlar fırlatırken, şehir ahalisi şeker kamışından yapılmış, alkol oranı yüksek “Caipirinha”larını ya da bizim gazoza benzeyen “Guarana”larını içiyor, bazısı da ellerinde kocaman hindistan cevizleri ve bir kamış lıkır lıkır hayatı yudumluyor. Sahilde tek vücut olmuş sevgililer, çocuklarının peşinde koşan anneler, kumdan sanat harikaları yaratanlar, voleybol oynayanlar, elde olta balık tutanlar, peki ama bu şehirde kim çalışıyor?
396 metre yükseklikteki Sugar Loaf yani “Şeker Ekmeği” Tepesi de manzara açısından eşsiz bir nokta. İki ayrı teleferikle zirvesine çıkacağınız bu tepede gün batımları adeta bir şiirden çalıntı. Sugar Loaf’da şehir ayaklarınızın altına serilmiş, “doyasıya tadımı çıkart” dercesine sizi bekliyor.
Plajlar ise bir başka alem. Copacabana herkesi kucaklamış, akşamları kurulan pazarda her türlü el ürünü var, adsız ressamların resimleri de caddelerden taşıyor, tam ortada yer alan Help isimli disco adından da anlaşılacağı üzere, yalnız beylere hanım arkadaş bulma konusunda yardımcı oluyor. İpanema biraz daha kaliteli bir grubun tercihi. Plajlarda numaralar var. 8 zencilerin, 9 gaylerin, 10 ise hippilerin güneşlendiği plajlar. Adını bulunduğu yerdeki bir çiftlikten alan Leblon ise İpanema plajının hemen devamında ve daha ziyade ailelere hitap ediyor.
Rio’da dünyanın en büyük stadyumu Maracana var. 1950 Dünya Kupası için yirmi iki ayda, yaklaşık 200.000 kişi alan bu stadyumu yapmışlar ama ilk maçta küçücük Uruguay’a 2-1 yenilmişler, oysa Brezilya bugüne kadar Dünya Kupasını beş kere kazanmış tek ülke! Tina Turner, Madonna gibi sanatçıların konser verdikleri stadyumda rekor ise 205.000 seyirciyle Paul Mc Cartney’e ait.
Türkiye’ye kış devam ederken yazın en güzel günlerinin yaşandığı, güney yarım kürenin muhteşem şehri Rio’da hayat hep mevcut olan anda yaşanıyor, gelecek kaygısı yok, Rio’ya giderseniz, tokuşturun kadehleri, bu hayatın provası da yok, tekrarı da, oysa kadehlerin devamı şişede sizleri bekliyor.
ALIŞVERİŞ
Rio Cosmo kızlarının alışverişten keyif alacakları şehirlerden biri. Rio Sul ve Fashion Mall şehir merkezinde bulunan AVM’ler. Latin Amerika’nın en büyük alışveriş merkezi olarak geçen 540 dükkanlı Barra Shopping de şehrin güzel alışveriş mekanlarından ama merkezin biraz dışında kalıyor. O yüzden taksiyle gitmeniz lazım. Brezilya Türkiye ile kıyaslandığında uygun fiyatlı bir ülke. Plaj kıyafetleri, mayolar, şık terlik ve ayakkabılar, Brezilya modasının tanınmış isimlerinin giysileri şehirde alabileceklerinizden. Samba yapan kız bebekleri, Amazonlarda yaşayan hayvanların biblo, kalem ve tişört şeklindeki eşyaları da dostlarınıza götürebileceğiniz hediyeliklerden.
H.STERN
Brezilya yarı değerli taşlar konusunda dünyanın en önemli ülkelerinden biri. İpanema’da İpanemalı Kız kadar meşhur olan bir şey daha varsa o da dünyanın en büyüğü olarak Guinness Rekorlar Kitabına bile girmiş olan H.Stern mücevher fabrikası. Güney Amerika’da neredeyse her yerde H.Stern’in mağazalarıyla karşılaşıyorsunuz. Sahibi akordionunu satarak böyle bir imparatorluğun sahibi olmuş, anlayacağınız önemli olan başarma azmi! Sayısal ciroda dünya birincisi, parasal ciroda ise Tiffany’nin arkasından dünya ikincisi olan H.Stern’in fabrikasında müze bile var. Ebedi gençliğin sembolü Aquamarine, Kleopatra’nın gözdesi Zümrüt, Mısırlıların Güneş Tanrısı Ra ile özdeşleştirdiği Topaz, bereket ve mutluluk getirdiğine inanılan Turmalin, maddi dünya ile manevi dünya arasındaki en iyi bağ olduğuna inanılan Ametist Brezilya taşlarından bazıları.
FAYDALI BİLGİLER
Brezilya, Orta ve Güney Amerika’da Portekizce konuşulan tek ülke. Para birimleri Real ve 1USD yaklaşık olarak 2,33 Real civarında. Ülkeye girerken doldurulan beyaz formu kaybetmeyin, çıkışta 165 Real cezası var. Taksimetre 3,70 Real’le açılıyor.10 dakikalık bir yolculuk 10-15 Real civarında. Rio’da gecekondu semtlerine özel turlar düzenleniyor. Bizim ülkede alası var diye düşünmüyorsanız www.favelatour.com.tr ‘ı tıklayın. Meryem Ana’ya adanan Nossa Senhora da Candelaria kilisesi, Yeni Katedral, Praça (Meydan) Floriano şehirde ziyaret edebileceğiniz diğer yerlerden bazıları.1908-1910 yılları arasında tamamlanmış olan Opera, Milli Kütüphane ve Güzel Sanatlar Müzesi birbirine yakın mesafede görebileceğiniz değişik yapılar. Brezilya’nın kodu 55 Rio’nun ise 21.
KARNAVAL VE RİO
Tüm Brezilya’da kutlanan Karnaval, Rio’luların tüm yıl boyunca hazırlandıkları ve beş günde şehirde yaşamın bir rüyaya dönüştüğü bir zaman dilimi.1934 yılında devrin diktatörü Vargas tarafından, samba karnavalın resmi dansı kabul edilmiş ve geçit törenlerinde kullanmak için Sambadrom dedikleri, özel bir alan yaratılmış. Karnaval’da samba okulları seksen beş ile doksan beş dakika içinde bu 1700 metrelik alandan yaklaşık 4.000 kişilik bir ekip olarak ritmi ve dansı bozmadan, zamanı da aşmadan geçmek zorunda! Bu geçiş töreni esnasında 90 bin seyircinin arasına dağılmış olan jüri üyeleri de okullara oy veriyorlar. Paskalya öncesi şubat ve mart aylarında yapılan Karnaval’ın tarihi her sene değişiyor. Beija-Flor, Mangueria , Portela ve I.Leopoldinense samba okullarından en meşhur olanlar.
İPANEMALI KIZ VE BOSSA NOVA
Frank Sinatra’nın “Girl from İpanema” diye söylediği, İpanemalı Kız isimli şarkı Bossa Nova ( Yeni Moda) tarzı müziğin en gözde eserlerinden biri, hikayesi ise çok ilginç. İpanema Rio’nun en güzel plajlarından birinin adı. Dalgalı denizi dolayısıyla adı tehlikeli sular anlamına gelen İpanema en şık restoranların ve dükkanların da olduğu bir semt.1960’larda ünlü şair Vinicius de Moraes ve besteci Tom Jobim bir barda otururken içeriye ikisine de esin kaynağı olacak sarışın bir afet girer. Sözler ve notalar aynı anda kağıda dökülür. Orijinal adı “Garota de İpanema” olan şarkı ortaya çıkar. İpanemalı kıza ne mi olur? Asıl adı Helo Pinheiro olan kadın bugün altmışını geçmiş, cami yıkılmış ama mihrap yerinde hoş bir hanım, hatta geçtiğimiz yıllarda kızı Ticiane ile ünlü erkek dergisi Playboy’a bile soyundular! Lounge müziğin babası sayılan Bossa Nova dinleyebileceğiniz iyi yerlerden biri de İpanema’daki Vinicius Bar. Giriş 25 Real ve program 22.00 gibi başlıyor. Tel:2287 1497. Hemen karşısında da şarkının yazıldığı İpanemalı Kız barı var.
PARTİ MERAKLILARININ ŞEHRİ RİO
Rio’da Flamengo ile Leblon arası Zona Sul (Güney Bölge) olarak geçiyor ve şehrin en hareketli bölümleri her anlamda burada bulunuyor. Clubber’sanız haftaiçi Nuth, Guapo Loco, Mariuzinn ve Melt’i, haftasonu Club Six, Casa de Matriz, 00 ve Bombar’ı deneyin. Canlı müzik seviyorsanız cuma geceleri Carioca de Gema’ya, cumartesileri de Sacrilegio ve Dama de Noite’ye gidin.Chil out için en iyi adresler Kiosk da Lagoa, Academia da Cachaca ve Sitio Lounge. Sokak partilerine meraklıysanız cuma Juarez, cumartesi Salgueiro, pazar da Baixo Gavea en iyileri.