23 Mar PARİS
AŞKIN, SANATIN VE GASTRONOMİNİN KENTİ: PARİS
Modayla, lüksle, sanatla ve damak tadıyla harmanlanmış bir Avrupalı. Kimilerine göre fazla havalı ve kendini beğenmiş, kimilerine göre asil ve benzersiz, kimilerine göre Eros’un yuvası… Değişmeyen tek gerçek ise çok ama çok etkileyici olduğu. Herkes için Eyfel Kulesi’yle, şarap kültürüyle ve yüzlerce çeşit peyniriyle ünlü Paris, popüler kültür malzemesi olan simgelerinden kat be kat fazla değere sahip. Hepsini tek yazıya sığdırmak mümkün olmasa da şehrin yıldızları arasında bir gezinti yapabiliriz.
“Paris denince akla ilk ne gelir” sorusunun yanıtı belli: Eyfel (Eiffel) Kulesi. 1887-89 arasında Fransız Devrimi’nin 100. yılı kutlamaları çerçevesinde, mühendis Gustave Eiffel tarafından inşa edilmiş. 320 metre yüksekliğe çıkıp, kulenin tepesinden şehri kuşbakışı izlemek harika.
Paris’in simge yapılarından bir diğeri Notre Dame Kilisesi. Gotik mimarinin en ünlü örneklerinden olan kilise, Napolyon’un da aralarında bulunduğu birçok kralın taç giyme törenine ev sahipliği yapmış. Yılda 10 milyon kişi ile Paris’in en çok ziyaret edilen mekânı.
Harika mimarisiyle Sainte Chapelle, 1242 yılında inşa edilmeye başlanmış ve 5 yıllık bir çalışmanın ürünüyle çıkmış ortaya. Vitraylı pencerelerinden içeri dolan ışığın parıltısından etkilenmemek elde değil.
Şanzelize’de Uzun Bir Yürüyüş
Bir zamanlar kabareler ve revü gösterileri ile renklenen; ressamlar, yazarlar, şairler ve öğrencilerin kesişme noktası olan Montmartre, bugün içindeki müzeler için sanatseverlerin ilgisini çekiyor.
Neo-klasik tarzıyla Panthéon, tüm Latin Mahallesi’ne hâkim. 83 metre yükseklikteki yapı, demir iskeletli kubbesi, taş kümbetleri ve 3 katmanlı kabuğuyla Londra’daki St. Paul Katedrali’nden esinlenerek inşa edilmiş.
Fransızların ulusal sembolü olan Zafer Takı (Arc de Triomphe), Napolyon’un yeğeni 3. Napolyon tarafından yaptırılarak imparatorluk ordularının şanına adanmış. Buradan Concorde Meydanı’na kadar uzanan cadde ise Paris ’in en ünlü noktası: Champ-Elysées ya da yaygın bilinen adıyla Şanzelize. Geçmişte romantizmin yuvası olan bu cadde, maalesef şimdilerde dokusunu trafiğin ve modernleşmenin getirdiği sıradan kültürün ellerine teslim etmek üzere…
Versailles Sarayı, 1624 yılında av köşkü olarak yaptırılmaya başlanmış. Şehrin 24 km dışında yer alıyor. Barok dönemini en ince ayrıntılarıyla yansıtan saray 20 bin kişilik kapasitesiyle, Avrupa’nın en büyüğü. Marie Antoinette “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” sözünü burada söylemiş.
Sanat ve Paris’in Ölümsüz Aşkı
Paris ’te 150’nin üzerinde müze ve sanat galerisi var. Müze girişlerinden ya da metro istasyonlarından “Carte Musees et Monuments” alarak 70 müzeyi ziyaret edebilirsiniz; tabii o kadar vaktiniz varsa!
Dünyanın en büyük müzelerinden olan Louvre, 1200’lerde inşa edilmiş, 16. yüzyıl ortalarında restorasyondan geçerek saray olarak kullanılmış görkemli bir yapı. 1793 yılında müzeye dönüştürülen bina, her yıl milyonlarca ziyaretçi ağırlıyor. Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa’sı, Milo Venüsü, Hammurabi Kanunları, Vermeer’in Dantelci’si, Semadirek Adası’ndan getirilen Nike Heykeli gibi ünlü eserleri görebilirsiniz.
Musée d’Orsay, 1848 – 1914 yılları arasında yaşayan empresyonist ve post-empresyonist sanatçıların eserlerine ev sahipliği yapıyor. Devrin küratörleri empresyonist eserleri Louvre’a almayı reddedince hepsi d’Orsay’a gelmiş. Manet’nin ilk sergilendiğinde skandala yol açan Olympiası, Monet’nin St- Lazare Garı, Edgar Degas’ın Dans Dersi, Rodin’in Cehennemin Kapıları öne çıkanlar arasında.
Ters yüz edilmiş bir binayı andıran müze Centre Pompidou’da Fauvist, Kübist ve Pop eserler görebilirsiniz. Rodin ile öğrencisi ve sevgilisi Camille Claudel tarafından yapılan yüzlerce heykel Musee Rodin’de yer alıyor. Düşünen Adam, Tanrı’nın Eli ve Öpücük de görecekleriniz arasında… Picasso 1973 yılında öldüğünde ailesi veraset vergisini sanat eseri olarak ödemiş. Sanatçının Kübist, Sürrealist ve Neoklasik yıllarında yaptığı eserler Musee Picasso’da sergileniyor.
Paris’in En’leri
- 1000 yıllık tarihiyle şehrin en eski kilisesi Saint Germain des Pres
- 4,5 km ile şehrin en uzun sokağı Rue de Vaugirard
- Dünyanın en eski üniversitelerinden biri Sorbonne
- Dünyanın en ağır çanlarından biri Kutsal Kalp (Sacre Coeur) Kilisesi’nde
- Seine nehri üzerindeki köprülerin en eskisi Pont Neuf