PARİS SOKAKLARI

PARİS SOKAKLARI

PARİS’İN SÜRPRİZLERLE DOLU SOKAKLARI

Paris, güzel, etkileyici ve devasa bir şehir. Ama pek çok kez gidince binaların arasından sıyrılıp nefes almak istiyor insan. Şehir baş döndürücü hızının içinde, önünüze çıkacak bir sakin sokak, göz ardı edilemeyecek güzellikler sunuyor. Dinlenmek için çok hoş, çok renkli, çok alışılmadık bir yeri paylaşacağım sizlerle. Benim gizli mekanlarımdan birini, çoğunuzun bilmediği ama renkleriyle gökkuşağını her binasına nakşetmiş rengarenk Rue Cremieux’yü…

Bu sokakta sadece binaların duvarlarında değil, çiçeklerinde de  renklerle cümbüş yaratılmış.  Tam da telefonlarınızın albümlerine ödül olacak, ekranlarınızın arka planları için şık kareler çekilecek bir yer. Çok uzun bir sokak değil Rue Cremieux. Ama boyuyla ölçülemeyecek güzellikler sunmayı vaat ediyor daha başında.

7,5 metre genişliğinde, 144 metre uzunluğunda küçücük bir sokakta rengarenk boyanmış evlerle çocukluğumuzun mahallelerini andıran  bambaşka bir diyar yaratmışlar.  Sokağın mazisi 1865’lere uzanıyor.  O zamanlarda  Millaud’ymuş adı.  Daha sonra dönemin Adalet Bakanı Adolphe Cremieux’nun ismini almış. Bu isimle sokak mı payelenmiş, bakan mı? Anlamak pek kolay değil.

Sakinleri öyle bir sahiplenmişler ki burayı sokaklarını yeniden yaratmışlar.  Evlerini hep pırıl pırıl, canlı tutmaya özen göstermişler. Sarı, mavi, yeşil, mor, kırmızı, turuncu renklerle birbirleriyle yarışmışlar en  şirin  ev olmak için. Paris’in baharını saksılarında kapılarının önüne taşımışlar.

Ama bulmak pek kolay değil.  Paris’in doğu tarafında, Gare de Lyon yani  Lyon Tren İstasyonu’na yakın bir yerlerde. Rue de Bercy ile Rue de Lyon arasında. Bastille Meydanı’na çok yakın. Evlerin arasına gizlenmiş sizleri misafir etmek isteyen küçük otellerde konaklamanın keyfini yaşamak istiyorsanız alternatifleri gözden geçirmeyi unutmayın. Sokak, küçük detaylarla mutlu olmak, Paris’teki günlerinizi biraz daha renklendirmek için güzel bir teklif bence. Büyük beklentiler içinse  koca Paris’e geri dönün. Hazır buralara gelmişken yürüyüşünüze Bastille Meydanı ve Bastille Opera’sını gezerek de devam edebilirsiniz.

Sokağın bir tarafında hoş bir yürüyüş parkuru, La Promenade Plantée-Coulée Verte, diğer tarafında nehrin karşısındaysa  Jardin des Plantes var. Tercih sizin. Ama gitmeden önce rengarenk çiçekler ve evlerin her birinin intagrama armağan olacağı kareleri çekmeyi de ihmal etmeyin. Eğer buraya iyi ki geldik diyorsanız size hala az bilinen  Paris’in Fransız ve Parizyen karakterini yaşayabileceğiniz birkaç adres daha vereyim o zaman.

Paris Sokaklarının Sırları

1- Rue de l’Abreuvoir tam size göre. Her taşında sanat kokan Montmarte’ın mor salkımlarla süslü bu caddesi Paris’in en güzellerinden birisi. Picasso’nun, Renoir’ın, Degas’nın boşuna müdavimi olmadıklarını göreceksiniz. Birkaç ünlü ressamla tanışma fırsatı yakalamak ve soluklanmak içinse La Maison Rose’u öneririm.

2- Cour du Commerce-Saint-André’ye giderseniz burayı pek çok film sahnesinden hatırlayacaksınız. Şehrin ilk kafesi bu sokakta. 1686’dan beri hizmet veren Le Procope’a hak ettiği zamanı ayırmanızı ve krep flambe yemenizi öneririm.

3- Rue Montorgueil var mesela. Paris’in İstiklal Caddesi gibi bir cadde sizi karşılasın istiyorsanız gelin Rue Montorgueil’ye. Sadece onlarca kafeye değil, 1730’lardan günümüze gelen şehrin en eski fırınlarından La Maison Stohrer’e da ev sahipliği yapıyor. Bakkal, kasap, manavla mahalle havasını Paris’te görmek sürpriz olacak size. Kendinizi 1875’ten günümüze armağan L’Escargot adlı restoranda ödüllendirebilirsiniz buraya geldiğiniz için. Amelie filmini hatırlarsınız. İzleyip de anılarında birkaç sahnesi kalmayanımız yoktur. Rue Lepic’e gelirseniz o filmin ünlü kafesi Café des 2 Moulins’de siz de bir kahve içebilirsiniz. Montmarte’ın en eski caddelerinden Rue Lepic’de, Vincent Van Gogh 54 numarada erkek kardeşi Theo ile birlikte yaşamış.

4- Rue de La Huchette var önerebileceklerim arasında. Paris’in en eski sokaklarından biri olan Rue de La Huchette. Şehrin en ünlü caz kafesi Le Caveau 1946’dan beri burada her akşam sadece mutfağıyla değil yaptığı müzikle de konuklarına ziyafet veriyor.

5- Rue des Barres var sonra… 15. yüzyıldan kalma Saint-Gervais-Saint-Protais Kilisesi’ni de görebileceğiniz yeşilin her tonunu barındıran bu yerde, Johnny Depp’in 9. Kapı filmine sahne olan Café Louis Philippe’de huzuru yakalayabilirsiniz hareketli Paris caddelerinden sonra.

6- Son olarak da Rue Saint-Antoine Caddesi’ndeki ünlü peynirci Laurant Dubois ve bagetleriyle meşhur Miss Manon’a uğrayabilirsiniz. Dinlenmek için hemen yakınlardaki yeşil cennet Place des Vosges’a gidibilirsiniz.

BİLGİ

“Yazılarımı farklı tarihlerdeki ziyaretlerimin ardından kaleme aldım. Kaçınılmaz olarak güncel birçok bilgi içeriyor ama güncel demek bugünün dünyasında hız ve değişimin eş anlamlısı. Bu nedenle yazılarımı referans alıp seyahat planı yaparken değişken bilgileri  (tarihi mekanları ziyaret, yemek ve konaklama önerileri, ulaşım bilgileri vs.) kontrol etmeyi unutmayın. Ve siz de benim gibi “bilgi paylaştıkça güzel” felsefesine inananlardansanız, yazıları zenginleştireceğini düşündüğünüz detayları iletin. Yolunuz açık olsun, gezgin ruhunuz hiç yaşlanmasın!”
  • İstanbul

    Onda yaşamak yerine onu yaşamak gereken 7 tepeli şehrin; semtlerinden müzelerine, tarihinden camilerine kadar bilinen ve bilinmeyen köşeleri…

  • Türkiye

    Binlerce yıllık kültür hazinesi, medeniyetler beşiği topraklarımızı keşfetmek için kuzeyden güneye, doğudan batıya adım adım yolculuk…

  • Avrupa

    Yılın her dönemi ziyaret edilen ışıltılı başkentler, dünya hazinelerini saklayan müzeler, zarafet ve estetiği buluşturan kültürlerden izler…

  • Amerika & Avustralya

    Her zaman merak uyandıran coğrafyalar ve mesafelere aldırmadan gitmek isteyeceğiniz şehirler…

  • Asya & Afrika

    Doğa harikalarından kültür miraslarına, şaşırtıcı geleneklerden mimari başyapıtlara kadar sayısız hazine…

  • Özel Dosyalar

    Özel günlere ilişkin öneriler, ilginç konulara ilişkin yazılar, farklı coğrafyaları bir araya getiren karma konular…