30 Tem MÜNİH
ALMANYA’NIN MODA VE TASARIM MERKEZİ MÜNİH
Münih son yıllarda Avrupa’nın en gözde şehirlerinden biri haline geldi. Sanatseverlerin hayranlığını kazanan müzeler, sıra dışı mimarinin muhteşem örnekleri, seçkin restoranlar, şık mağazalar, sonbahardaki Ekim Festivali, kışın yapılan Faşing, kentin her yıl daha çok turist çekmesini sağlıyor.
Bavyera Eyaleti’nin başkenti Münih, 14 haziran 1158’de kurulmuş. Kral I. Ludwig döneminde büyük imar hareketlerine sahne olmuş. Geçen yıl büyük törenlerle şehrin 850. yılı kutlandı. 1972’de 20. Yaz Olimpiyatı’nın yapıldığı şehir, Bayer Münih futbol takımına da ev sahipliği yapıyor.
Münih’teki mimari göz kamaştırıcı. Dünyanın en ünlü mimarları şehri oyun sahaları gibi kullanıp birbirinden şık binalar dikmiş, farklı kültürleri kaynaştırıp yaşam sanatına katkıda bulunmuş. 1970’li yıllarda yapılan ve dört silindiri anımsatan BMW Dünyası şehirdeki modern mimari için bir dönüm noktası olmuş. 2006 FİFA Dünya Kupası’nın yıldızı olan Allianz Arena ise olağanüstü bir stadyum. Dışarıdan baktığınızda deniz anasına da benziyor, büyük bir UFO’ya da. 60 bin kişilik yapının cephesi ve çatısındaki paneller maç yapan takımların renklerine bürünüyor.
45 Müzeli Cennet
Münih’te 45 müze ve koleksiyon var. Mimari zarafet müzelerde de öne çıkıyor. Güzel Sanatlar Akademisi, Pinakothek der Moderne ve Brandhorst’un modern binaları geçmişle gelecek arasında köprü kuruyor. Bazı eski saraylara ultra modern salonlar eklenmiş. Sergilenen eserler arasındaki asırlık farklar binalara da yansıyıp hoş kontrastlar yaratıyor. Münih’teki Kunstareal Bölgesi’nde üç tane Pinakothek (www.pinakothek.de) isimli müze var. Eski olan Ortaçağ ustalarının eserleriyle dolu, yenisinde 19. yüzyıl ve 20. yüzyıl başına ait çalışmalar bulunuyor. Modernin etkileyici binasında grafik, tasarım ve mimarinin seçkin eserleri var. Bu üç müzede, da Vinci, Rafael, Albert Dürer, Auguste Renoir, Paul Cezanne, Pablo Picasso gibi dünya çapındaki sanatçıların çalışmaları sergileniyor. Kunstareal’deki diğer bir müze ise 1816’dan beri hizmet veren Glyptothek. Bu müze Yunan ve Roma döneminin çok güzel örneklerine ev sahipliği yapıyor. Mısır Sanatı Müzesi de (www.aegypisches-museum-muenchen.de) Residenz Sarayı’ndan buraya taşındı
Alp Dağları’nın eteklerinde yer alan Münih aynı zamanda bir kayak cenneti. Şehir merkezinden bir saatlik yolculukla ulaşabileceğiniz Südelfeld, Spitzingsee ve Brauneck kayak merkezleri Münih’in güneyinde yer alıyor. Südelfeld ailelere cazip gelirken, Spitzingsee usta kayakçıların gözdesi durumunda.
En Büyük Bira Festivali
Çok sayıda turistin de katıldığı Münih Faşingi’nde tüm şehir şenlik yerine dönüyor ve eğlence sabahlara kadar sürüyor. Roma döneminde Diyonisos ve Satürn için yapılan kutlamalarla ilk temelleri atılan Faşing’de yüz binlerce kişi geçit törenlerini izliyor.
Eylül sonunda başlayıp, ekimin ikinci haftasına kadar süren Oktoberfest (Ekim Festivali) dünyanın en büyük bira festivali. Önce festivalin ev sahipleri süslenmiş arabalar, müzisyenlerle, büyük bir kortej halinde festival alanına geliyor. Ayrıca Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelen on bin kişi yedi kilometre uzunluğunda bir geçit töreni yapıyor. Ülkelerinin geleneksel kıyafetlerini giymiş folklorcular, orkestralar ortamı renklendiriyor. Her türlü içecek ve yiyeceğin satıldığı, bazıları 10 bin kişi kapasiteli büyük çadırlarda dev bira bardakları eşliğindeki eğlence günlerce devam ediyor. Festival 1810 yılında Kral Ludwig ile Prenses Therese von Sachsen-Hildburghausen’in düğün törenleri ile başlamış ve bir gelenek halini almış. Kolera ve savaşlar 24 festivalin yapılmasına izin vermemiş. 2007’deki festivali 6,2 milyon kişi ziyaret etmiş, 6,9 milyon litre bira içilmiş, üç yüz bine yakın sosis satılmış. Münih’te en büyüğü Hirschgarten’da bulunan 20 bira bahçesi var.