MONACO’NUN YILDIZLARI

Neredeyse, “paranın yapabileceği her şeye tanık olacağımız” Monaco gezisine önce Monaco Ville’den başlayabilirsiniz. Turistik otobüs veya özel araç ile geldiyseniz kayalar içine gömülü asansör ve yürüyen merdivenler yardımı ile tren veya Nice’ten otobüs ile ulaşmışsanız, kayalık alana tırmanan merdivenler veya belediye otobüsü ile eski şehre çıkabilirsiniz. Burada, çok güzel bahçeler arasında dolaşarak her yeri keşfetmek mümkün.

Katedral ve Saray

Grace Kelly ve Prens III. Rainier’in mezarlarının bulunduğu katedral, iç şehir ve Saray Meydanı’nı görmek lazım. Meydanın batı tarafından stadyumun olduğu kısım, diğer taraftan ise Monte Carlo çok güzel görüntüleniyor. Sarayın içi ücretli olarak gezilebiliyor ama uzun kuyruklar ve içerideki anlatımın elektronik olarak yapılması, bazen ziyaretçilerin hoşuna gitmiyor. Saat 11:55’te Saray Muhafızları’nın nöbet değişim töreni var ama pek de ilginç değil açıkçası…

Oşinografi Müzesi

Saray bahçesinden geriye dönerken, en az bir saatinizi Oşinografi Müzesi’ne ayırmalısınız. Zamanınız az ise direkt olarak alt kattaki akvaryumlara inebilirsiniz. Daha sonra, giriş katındaki sergiler ziyaret edilebilir. Müze, I. Albert tarafından kurulmuş ama daha çok Kaptan Cousteau Müzesi olarak anılıyor. 4.000’den fazla deniz canlısının sergilendiği bu müzenin 1957’den itibaren uzun süre müdürlüğünü yapan Jacques Cousteau, araştırmalarının maddi desteğini de Monaco’dan almış.

F1 Tutkunları Çok Sevecek

Saray bölgesinden Monte Carlo’ya biraz uzun bir yürüyüş ile ulaşabilirsiniz. Sahilden yapacağınız bu yürüyüşte, F1’in startının verildiği bölümü görebilirsiniz. Mayıs ayında düzenlenen Monaco Grand Prix’si 1929 yılından beri yapılıyor ve dünyanın en önemli otomobil yarışlarından biri. Yürümekten hoşlanmıyorsanız, Monte Carlo’nun ünlü meydanı Place du Casino’ya müzenin karşısındaki okulun arkasından kalkan belediye otobüsleri ile veya yine müze önünde durağı olan mini tren ile gidebilirsiniz.

Opera Binası Muhteşem

Place du Casino, Monte Carlo’nun kalbi adeta. Üç tarafı binalarla kaplı meydana gelen ünlüler, klasik koleksiyon arabaları, turist kafileleri, meydandan hiç eksik olmuyor. Deniz tarafını, ana Casino binası kaplıyor, yan girişi de fuayesi bile görülmeye değer olan Monaco Opera Binası. İçeriye, ya kaldığınız bir Monte Carlo otelinden verilen davet kartı, ya da ücret ödeyerek girilebiliyorsunuz. Açık oyunlar ve makineler, sadece Fransız’ları değil, yakında oturan İtalyan’ları da buraya çekiyor. 

18 yaşından büyük herkesin ücret ödemeden girebileceği, açık oyunların ve slotların olduğu Amerikan Oyunları Kumarhanesi kasino binası yanında bulunuyor. Ayrıca, çok büyük bir kafe de ön tarafta yer alıyor. En keyiflisi, bu kafede oturup, bir şeyler içmek ve gelip geçen insanları, arabaları  seyretmek.

Otomat ve Kukla Müzesi

Meydanın son binası ise ünlü Hotel de Paris. Bölgenin en lüks, en pahalı oteli. Yürümeyi sevenler, meydanın sağında yer alan yokuştan aşağı inebilirler. Bu yokuşta sıra sıra restoranlar ve Metropole Hotel’in altında çok şık ve büyük bir alışveriş merkezi var. 

Müze meraklıları, Otomat ve Kukla Müzesi’nde zaman geçirebilirler. Monaco’da konaklama yapıyorsanız ve oteliniz deniz kıyısında değilse, Japon Bahçeleri ve Grimaldu Forum’un devamındaki Larvotto plajı, iyi birer seçenek olabilir.