31 Ara LİZBON’UN YILDIZLARI
Belem Kulesi
Şehrin sembollerinden biri Belem Kulesi. Portekiz Kralı I. Manuel, Tejo Nehri nin kıyısında 30 metre yüksekliğinde bir kale olarak inşa ettirmiş. Sonraki yüzyıllarda deniz feneri, hapishane, gümrük kontrol noktası olmuş. Kimse restoran yapmaya kalkmamış neyseki!
Halat şeklinde işlenmiş taşların olduğu burçlarda Arap etkisi var şehrin pek çok yerinde pek çok eserinde rastladığımız gibi. 16. yüzyıl Portekiz mimarisini yansıtması açısından önemi olan bir eser. Dışarıdan bakıldığında sade ve küçük gibi ama aslında içi sizi şaşırtacak kadar kocaman, üstelik şık süslemelerle bezeli.
Dendiğine göre büyük depremden önce İstanbul Boğazı’ndaki Kız Kulesi gibi bu kule de suda, nehrin ortasındaymış. Depremde sahille birleşmişse de şimdilerde gelgit etkisiyle zaman zaman öpüşüyor nehirle kule. 1983’de de UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girmiş.
Jeronimos Manastırı
Portekiz’in altın çağı olan keşifler döneminin en muazzam örneklerinden biri olan Jeronimos Manastırı, olağanüstü bir mimariye sahip. Adını denizcilerin yol göstericisi olduğuna inanılan ve Anadolu’da da yaşamış Aziz Jerom’dan almış bu yapı. 32 metre yüksekliğinde ve 12 metre genişliğindeki iki katlı manastırı Vasco de Gama’nın Hindistan seferinden dönüşü anısına yapmışlar.
70 yılda biten manastırın inşaat masraflarının büyük bir kısmını Hindistan’dan getirilen baharatların geliri ile karşılamışlar. Biz anca yemeğe ekelim baharatı, millet neler yapmış! Yapının dış cephesindeki palmiye ve baharat ağaçları kabartmaları, Hindistan ve Afrika seferlerini anımsatmak için tasarlanmış. Baharata saygı niyetine yani.
Denizcilik motiflerinin de olduğu binanın dışında dondurma külahını hatırlatan bezemelerle süslü koniler var. Bu çok görkemli katedralde pek çok Portekiz kral ve kraliçesinden başka Vasco da Gama’nın mezarı da var. Portekiz sanatının en güzel örneklerini temsil ettiği için listeye dahil edilmiş bu görkemli manastır ve katedrali. Burası da UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde.
Kaşifler Anıtı
Portekiz Kaşifleri Anıtı, Jeronimos Manastırı’nın önünde Tejo Nehri kıyısında. Aslında çok eski değilse de iLizbon’un simgelerinden biri bu anıt. 1960 yılında yapılmış.
Sahilden açılan büyük bir gemi şeklinde yaklaşık 50 metre yüksekliğindeki eser, Portekiz’de ilk denizcilik okulunu kuran Denizci Henry dedikleri Prens Enrique el Navegante’nin ölümünün 500. yıldönümünde yapılmış. Portekizli ünlü denizci ve bilim insanlarının 15. ve 16. yüzyıllarda yaptıkları keşiflerin anısına ithaf edilmiş ve çok etkileyici bir görüntü katmış meydana. Portekiz Dünya Fuarı için tasarlanmış aslında. Anıtı çoğu kaşifin seferleri için yola çıktığı Belem isimli bu bölgeye özellikle yapmışlar.
Cabo do Roca
Sadece bir restoran, bir kafe, bir hediyelik eşya mağazası, bir deniz feneri ve bir turizm ofisi bulunan Cabo da Roca Avrupa’nın en ucu. Hemen yanı başında Lizbon’un. Gerekli ücreti öderseniz (2019’de 10 Euro’ydu) burada bulunduğunuza dair adınıza bir sertifika düzenletebilir ve Avrupa’nın bir ucuna gittiğinizi belgeleyebilirsiniz.
140 metre yüksekliğindeki kayalıkların üstünde bir uçurumun başındaki ay yıldızlı işaret taşı, Avrupa’nın en batı noktasını gösteriyor. Göğsümüzü kabartacak bir şey buldum burada. Topraklarımızın yüzde 3’ü Avrupa’da bulunduğu için Avrupa ay yıldızla başlayıp ay yıldızla bitiyor.
DAHASI VAR
Şehir hakkında daha fazlasını merak edenler “Lizbon” yazıma göz atmayı unutmayın.