21 Mar KIZ KULESİ
Sepetteki Yılan
Boğaz’ın Üsküdar kıyısındaki Kız Kulesi, İstanbul’a ait birçok resimde bir sembol gibi gösterir kendini. Hakkında pek çok romantik hikaye anlatılan bu küçük adacığın tarihinin M.Ö. 2400’lü yıllara kadar ulaştığı da söylenceler arasında. Kız Kulesi’nin balkonundan 360 derecelik İstanbul seyri ise çok etkileyici.
Üsküdar’da bir kayanın üstüne oturmuş olan günümüzdeki kulenin tarihi (www.kizkulesi.com.tr) sadece XIX. yüzyıla kadar gidiyor. Burada inşa edilen ilk bina M.Ö. 408 yılında Atinalı General Alcibiades tarafından Persleri durdurmak için yaptırılmış. Daha sonra Bizans İmparatoru I. Manuel Komnenus (1143-80) minik bir kale inşa ettirmiş. I. Komnenus kalesinin yerine Fatih Sultan Mehmed’in yaptırdığı küçük kale Sultan I. Selim zamanında restore edilmiş. Kız Kulesi bir dönem hapishane olarak kullanılmış. Sultan I. Mahmud beyaz harem ağalarından Beşir Ağa’yı, başını vurdurmadan önce burada hapsetmiş. Sultan III. Osman sadrazamı Hekimoğlu Ali Paşa’yı Kıbrıs’a sürgüne göndermeden önce bir süre burada tutmuş.
İstanbul’daki birçok yapı gibi, Kız Kulesi’nin de başı yangınlarla derde girmiş, 1719 senesinde meşalelerden çıkan yangın çok uzun süre kontrol altına alınamamış. Büyük ölçüde zarar gören kule Sultan III. Ahmed’in sadrazamı Damad İbrahim Paşa tarafından yenilenmiş ve bir deniz fenerine dönüştürülmüş. Günümüze ulaşan en son hali ise Sultan II. Mahmud tarafından yaptırılmış.
Tüm romantik hikayelere ve zarif görüntüsüne rağmen, tarih oldukça zor ve değişik pek çok görev yüklenmiş Kız Kulesi’nin omuzlarına. Boğaz’a giren gemiler için gümrük istasyonu olmuş. Bizanslılar tarafından İstanbul’un fethinde savunma amaçlı olarak kullanılmış. 1509 depreminden sonra ilave edilen fenerle gemilere yol göstermiş, 1830 yılında kolera salgınında karantina hastanesine dönüştürülmüş. Osmanlı’nın çöküş döneminde topların yerleştirildiği Kız Kulesi yeniden savunma noktası olmuş. Kule 2000 yılında tamamiyle restore edildi. Bugün bir kafe, bir restoran ve bir gözetleme balkonuna ev sahipliği yapıyor.
Efsanevi Hikayeler
Üsküdar açıklarındaki bu küçük adada insanların içindeki hayal dünyasını ortaya çıkaran garip bir büyü var sanki. Biri çıkıp adada yaşayan Rapunzel ve Kleopatra ile ilgili bir hikaye anlatsa hiç de aykırı gelmeyecek kulaklara! Hikaye bu ya, kralın güzeller güzeli bir kızı varmış. Bir kahin, kızının yılan ısırması sonucu öleceğini söylemiş krala. Kızını çok seven kral zalim kaderi kandırabilmek için bu küçük adacıkta kızını güvenceye almış. Zavallı kız kendisine gönderilen bir meyve sepetine gizlenmiş yılan tarafından ısırılarak öldürülmüş.
Bu hikaye güçlü bir hayal gücünün eseri diyorsanız, bir de Battal Gazili versiyonunu dinleyin. VIII. yüzyılda yaşamış bir Emevi askeri olan Battal Gazi, askerleriyle birlikte kulenin tam karşısında konuşlanınca telaşlanan imparator, kızını ve hazinelerini kuleye saklamış. Askerleriyle birlikte kuleyi basan Battal, hem prensesi hem de hazineyi almış ve atıyla Üsküdar’dan uzaklara kaçırmış. Denilene göre“Atı alan Üsküdar’ı geçti” sözü de buradan geliyormuş.
Son hikaye de Kız Kulesi’nin bir diğer adı olan Leander Kulesi hakkında; birbirlerini deliler gibi seven aşıklar Hero ve Leander, Çanakkale Boğazı’nın iki karşı kıyısında yaşıyorlarmış. Her akşam Leander Hero’nun kuleye astığı lamba ışığında karşıya yüzer ve genç kızla buluşurmuş. Bir gece lambanın rüzgarla uçmasıyla Leander yönünü kaybetmiş, dalgalarla sürüklenmiş ve boğulmuş. Çaresizlik içindeki Hero, kuleden atlayarak intihar etmiş. Bu iki apayrı olay yeri, nasıl olmuş da bir araya gelmiş, işte o bilinmiyor!
NASIL GİDİLİR?
Üsküdar Salacak’ta Kule’nin tam karşısından düzenli tekne seferleri var. Bazen Ortaköy ve Kabataş’tan da tekneler kalkıyor.
James Bond Şehirde II
1964 yapımı “Rusya’dan Sevgilerle” İstanbul’un da aktörlerden biri olduğu ilk James Bond filmiydi. 1999 yılında çekilen “ Dünya Yetmez” isimli James Bond filminde, Kız Kulesi Sophie Marceau’nun canlandırdığı şeytani Elektra’nın saklanma yeri olarak kullanılıyor. Kule ayrıca “Kurtlar Vadisi” dizisine de mekan oldu.