21 Mar HATAY
KALBİMİ BIRAKARAK AYRILDIĞIM ŞEHİR
Her gidişimde tarihine, hoşgörü atmosferine, kozmopolit dokusuna ve eşsiz lezzetlerine ilk kez keşfeder gibi hayran olduğum bir kent Hatay. O yüzden ne zaman gitsem, kalbimi orada bırakır “Tekrar geri geleceğim” diye fısıldayarak koyulurum yola.
Farklı din ve mezhepleriyle üç büyük dinin en güzel temsil edildiği yer Hatay. UNESCO tarafından “Barış Kenti” seçilmesi boşuna değil. Anadolu’da inşa edilen ilk cami olan Habib-i Neccar da burada, Hristiyanlığın yayılma döneminden günümüze özelliğini kaybetmeden ayakta kalan tek yapı olan St. Pierre Kilisesi de… Kilisenin önünde duvar örülmüş bir mağara var; burası Hıristiyanların dünyadaki ilk ibadet yerlerinden biri olarak kabul ediliyor. Papa VI. Paul 1967’de, Efes’teki Meryem Ana gibi burayı da Katolikler için haç yeri olarak kutsamış. Türkiye’nin tek Ermeni köyü Vakıflı da Hatay’da.
Milattan Öncesinden Bugüne Antakya
Antakya, Silpius Dağı eteğinde ve Orontes yani Asi Nehri kenarında İ.Ö. 300’lü yıllarda kurulmuş. Antakya’nın Seleucus Krallığı’nın başkenti olması Seleucus Nicator’un ölümünden sonra oğlu Antiochus Soter (İ.Ö. 281-261) zamanında olmuş. Roma döneminde Roma ve İskenderiye ile birlikte imparatorluğun en önemli ve en büyük şehirlerinden biri olan Antakya tam bir tarih hazinesi. 6. yüzyılda depremlerin yıktığı şehirde nereyi kazsanız, bir şey çıkıyor. 1970’lere kadar Asi üzerinde çok güzel bir Roma köprüsü varmış ama gereksiz görüp, yıktırmışlar!
Antakya sokaklarında kaybolmak çok keyifli, eski evler çok güzel ama çoğu son demlerinde. Ortodoks kilisesi ve Katolik kilisesi şehrin dinsel hoşgörüsüne şahit olacağınız mekânlardan. Sinagog da var ama şehirdeki Yahudi nüfus yüz kişiden de az…
Kudüs’ten Getirilen Yahudiler
Çevlik’teki Titus Vespasianus Tüneli çok ilginç bir yapı. İsyan çıkaran Yahudileri cezalandırmak için Kudüs’ten getirip, dağı kazdırmışlar. Böylelikle aşağıdaki antik şehri su baskınlarından korumuşlar. Devamında bulunan Beşikli Mağara ise Kapadokya’daki yapılara benzeyen farklı bir yer.
Aziz Simeon, kendini tamamen dine verip bir sütunun üstünde yaşamış. Antakya yakınındaki Samandağ onun adının Arapçası olan Cebel Saman’dan geliyor. Tıpkı, Akdeniz ile Atlantik arasında yer alan Cebelitarık’ın Komutan Tarık Bin Ziyyad’dan gelmesi gibi. Manastırı ve sütununu Samandağ yakınında görebilirsiniz.
Adana ile Antakya arasında da çok sayıda tarihi eser ve kale var. Anavarza, tepesindeki kaleden muhteşem bir manzaraya sahip ilginç bir Roma kenti. Toprakkale’yi geçip, Karatepe’ye giderken, yolun sağında göreceğiniz Hierapolis Kastabala Roma sütunlarıyla bezenmiş, arkasında bir Ortaçağ kalesi yer alıyor. Aslantaş diye de geçen Karatepe bana göre Türkiye’deki en güzel Hitit şehri. Ormanlık bir tepeye gizlenmiş Hitit eserleri ve aşağıdaki göl manzarası Karatepe’yi sıra dışı bir yer haline getiriyor.
Kilo Almanın Keyif Olduğu Mutfak
Hatay mutfağı dillere destandır, ününü bilmeyen yoktur. Hataylılar, şehir mutfağında 400 çeşit yemek olduğunu söylüyor ve dünya çapında tanıtılması için uğraş veriliyor. Ne yok ki Hataylıların sofrasında; öncelikle sayamayacağınız kadar çok meze çeşidi aklınızı başınızdan alıyor. Kebap türleri, sulu yemekler, tatlılar; hepsi birbirinden lezzetli. Eğer bir Hatay gezisi planlarsanız aklınızda bulunsun şehrin lezzetlerine doymak için tek gün asla yetmez!
Şehrin Hazine Odası
Hatay Arkeoloji Müzesi, bin 500 metrekare mozaik sergisine ve yaklaşık 40 bin parçalık tarihi eser koleksiyonuna sahip. Devam eden çalışmalar ile yakın zamanda 2 bin 500 ve nihayetinde 5 bin metrekare mozaik sergisine sahip olacak. Müzede sergilenen mozaikler M.S. 2. yüzyıldan 6. yüzyıla uzanan 400 yıllık dönemi kapsıyor. Mitolojik öykülerin ya da geometrik desenlerin yer aldığı mozaiklerde, günlük yaşama ya da doğaya ilişkin betimlemeler görmek mümkün. Tamamı taban mozaiği olduğu için dekorasyon amacıyla kullanılma amacı öne çıkıyor. Tarihi eser koleksiyonunda ise Paleolitik dönemden başlayarak kronolojik olarak; Neolitik-Kalkolitik-Tunç Çağları, Demir Çağı, Arkaik-Helenistik, Roma ve Bizans dönemi eserleri yer alıyor. Görecekleriniz arasında; el yazmaları, tabletler, sikkeler, mühürler, fosil ve iskeletler var. Özellikle sikke koleksiyonu çok değerli. Üretildikleri döneme ait siyasi, ekonomik ve gündelik yaşam ipuçlarını içeriyor. Müzede öne çıkan bir diğer koleksiyon ise Hititler dönemine ait tarihi eserler; Hitit Kralı Suppiluliuma heykeli de bunlardan biri.