31 Eki DİYARBAKIR
Volkanik kökenli bazalttan yapılmış surların arkasında kalan Diyarbakır bir sürprizler yumağı. Labirente benzeyen dar sokakları, beklenmedik bir anda karşınıza çıkan camileri, kiliseleri, hanları ve içe dönük, avlulu evleriyle apayrı bir dünya.
Yukarı Mezopotamya’nın merkezi olan ve dünyanın ilk yerleşim bölgelerinden biri olarak bilinen Diyarbakır’ın varlığından 5000 yıl önceki kayıtlarda da bahsediliyor. Urartular, Asurlular, Persler, Romalılar ve Bizanslıların hüküm sürdüğü, geçmişte Amida denilen kentin bugünkü adının kaynağı, Diyarbakır’ı 638 yılında ele geçiren Bakr isimli Arap kabile. Onlar şehri Diyar Bakr diye adlandırmış.
Şehir, dört ana giriş kapısı olan, 72 kuleli, 6 kilometrelik surların içinde kalıyor. Surlarda Dağ, Urfa, Mardin ve Yeni isimli dört büyük kapı bulunuyor. Surlar çok iyi durumda ve dünyanın en uzun surları arasında geçiyor. Arap istilası sırasında Bizans kilisesi St. Thomas’ın yerine yapılan, 1091 yılında da Melik Şah tarafından genişletilen Ulu Camii ve Anadolu’nun ilk üniversitelerinden sayılan Mesudiye Medresesi şehre damgasını vuran eserlerden. Nebi Camii Akkoyunlular tarafından 15. yüzyılda yaptırılmış. 16. yüzyıldan kalma Hasanpaşa Hanı hala kullanılan ve halı ile kuyumcu dükkanlarıyla dolu bir alışveriş merkezi, eğer modernini istiyorsanız, Diyar isimli, büyük şehirdekilerin taklidi bir yer de var.
Safa Paşa Camii, şehrin en büyüğü olan Behram Paşa Camii ve Dört Ayaklı Minare olarak da geçen Şeyh Muattar Camii, Diyarbakır’da görülmesi gereken İslam sanatı eserlerinden. Dinlerarası diyaloga geçmişte güzel bir örnek olan Diyarbakır’da değişik mezheplere ait kiliseler de var. 1602 yılından kalma Keldani Kilisesi, geçtiğimiz yıllarda çatısı çöken ve kaderiyle başbaşa kalan Surp Giragos Ermeni Kilisesi ve Meryamana Süryani Kilisesi artık cemaatlari kalmayan ama şehri zenginleştiren eserler. Süryani kilisesindeki papaz, İncili Hz. İsa’nın dili Aramicenin benzeri olan Süryanice okuyor ve siz yaşadığımız toprakların nelere şahit olduğunun farkına bir kez daha varıyorsunuz.
Bugün Kültür Müzesi olan Cahit Sıtkı Tarancı Evi, Roma Köprüsü ve Diyarbakır Arkeoloji Müzesi şehirdeki diğer önemli noktalar, uğramadan dönmeyin. Şehrin biraz dışında, Dicle Nehri’nin üzerindeki hem On Gözlü Köprü, hem de köprüden şehrin görünümü çok güzel. Surların üzerindeki Keçi Burcu’ndan hoş bir Dicle manzarası var. Meşhur Malabadi Köprüsü ise Diyarbakır ile Van arasındaki ticaret yolu üzerinde. Artuklular tarafından 1146 yılında inşa edilmiş.