CUMALIKIZIK

Cumalıkızık, 700 yıldır koruduğu tarihi dokusu ve kültürel yapısındaki izlerle, şimdiki zamana başkaldırı havasında bir yer. Film setine ya da kitaplardan fırlamış bir mekâna benziyor. En önemli özelliği ise Osmanlı sivil mimarisinin günümüzdeki özgün yansımalarından biri oluşu.

Cumalıkızık 1980 yılında korumaya alındı, 1 yıl sonra da kentsel doğal sit alanı ilan edildi. 2014 yılında ise UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine kabul edildi. Ama benden tavsiye; gezmek için popüler sezon olan yazdan uzak durun. Bir de başarabilirseniz hafta sonu değil hafta içi gidin, kalabalıkla yorulmadan köyün tadını çıkararak gezin.

Adını nereden almış?

Uludağ yamaçlarında dizili 7 Kızık köyü varmış. Kızık hem Oğuz Türkleri’nin bir boyu hem de kelime anlamı olarak “sıkışmış” manasını taşıyor. Köyler konum itibariyle Uludağ ile vadiler arasına sıkıştıkları noktalara kurulmuşlar. Adları; Hamamlıkızık, Fidyekızık, Derekızık, Değirmenkızık, Dallıkızık, Bayındırkızık ve Cumalıkızık. Maalesef ki Cumalıkızık hariç hiçbiri günümüze ulaşamamış çünkü Kurtuluş Savaşı yıllarında işgal edilerek yakılmışlar.

Cumalıkızık adının kaynağına dair iki rivayet var. Biri, Orhan Gazi zamanında topluca Cuma namazı kılınmaya gidilen köy olması. Çünkü cami sadece bu köyde varmış ve civardaki halk toplanarak buraya gelirmiş. Adı da Müslümanlar için bu kutsal vakitle özdeşleşerek Cumalıkızık olmuş.

Diğer söylence ise Orhan Gazi tarafından, Kızık boyundan 7 kardeşe bu köylerin bağışlandığı yönünde… Cuma Bey’in olduğu köye de Cumalıkızık adı verilmiş. Fakat diğer kardeşlerin adı belirtilmiyor.