11 Ara BRÜKSEL
Belçika deyince akla Avrupa Birliği, çikolata, bira, midye ve patates kızartması geliyor. Oysa sanattan mimariye ülkede o kadar çok zenginlik var ki…
Belçika’da iki resmi dil var; Flamanca ve Fransızca. Brüksel, resmi yazışmalarda ve günlük hayatta iki dilin de konuşulduğu tek şehir. Kuzeyde Flanders’da Flamanca konuşanlar ülkeye Belgie derken, güneyde Wallonia’da Fransızca konuşanlar La Belqigue diyorlar. Ülkede konuşurken İngilizceyi tercih etmenizde fayda var çünkü birbirlerinin dilini konuşmayı pek sevmeyen iki halk da aralarında İngilizce konuşuyor.
Nüfusun yüzde 25’inin yabancı olduğu Belçika’nın başkenti Türk kaynıyor. Özellikle Afyonkarahisar’dan çok göç almış. Ülkede çok sayıda Faslı ve eski sömürge Kongo’dan gelen göçmen de var.
1940’larda Gelen Toparlanma
Belçika 13. ve 14. yüzyıllarda ekonomik açıdan büyük bir gelişme yaşamış. 15-19. yüzyıl arasında ise büyük güçlerin arasında çapraz ateşte kalmış. Kral II. Leopold döneminde kendi ülkelerinden 100 kat daha büyük olan Kongo’yu topraklarına katmış. Maalesef, 1885 ile 1908 arasında Belçika yüzünden 10 milyon Kongolu hayatını kaybetmiş.
Ülke dünya savaşlarında ciddi hasar görmüş. Ama 1940’lardan sonra yıkılmadım, ayaktayım dercesine büyümüş. Yanlış yönetim ve politik skandallar 1999’da Hıristiyan Demokratların 40 yıllık iktidarına son vermiş. Hollanda’dan sonra aynı cinsiyet evliliklerine ve ötenaziye izin veren ikinci ülke olan Belçika çok liberal.
Ülke dünya sanatına yön vermiş. Flaman ustalar Orta Çağ’da Bruges’de harikalar yaratmışlar. Bruges’deki Groeningemuseum ve Hospitalmuseum’da bu dönemin çarpıcı eserlerini görmek mümkün. Daha fazlasını merak ederseniz, mutlaka “Brugge” yazıma da göz atın.
Diplomasi, Tarih, Sanat Bir Arada
Gelelim Brüksel’e… Avrupa Birliği ve NATO’nun merkezi olmasının yanı sıra tarih, sanat, alışveriş tutkunlarının da vazgeçilmez adreslerinden biri. Avrupa Birliği’nin başkenti olması bir yana, birçok Avrupa şehrine yakın olması Brüksel’i çok çekici kılıyor. Amsterdam’a trenle 2 saatte, Paris’e sadece 1 saatte gidilebiliyor. Dolayısıyla iyi planlanmış Brüksel gezisi sayesinde birden fazla ülkeyi uygun bir bütçeyle gezmek mümkün.
Savaş Tazminatı Elektrik
Diğer Avrupa şehirlerinden farklı olarak Brüksel’de tarihi doku daha fazla korunabilmiş. Savaş zamanı en az hasar gören bölge olduğu için çok eski yapılar mevcut. Başka bir özelliği ise Belçika’nın II. Dünya Savaşı tazminatı olarak Almanya’dan 1990’lı yıllara kadar aldığı elektrik. Dolayısıyla her yer ışıl ışıl; en ücra köşeler bile ışıklandırılmış. Brüksel ikiye ayrılmış; aşağı şehir ve yukarı şehir. İlkinde hareket ve meşhur Grand Place var, diğerinde ise daha geniş ve planlı caddeler.
Birkaç İpucu
Merkeze çok yakın olan Schuman ve Leopold bölgelerinde haberlere konu olan Avrupa Birliği binalarını görmek ilginç bir deneyim olabilir. Avrupa Parlamentosu’nun cam binasını turla gezebilirsiniz. Devamındaki Brüksel Parkı da yürüyüş için ideal.
Marolles Bölgesi’ndeki rue Haute Brüksel’in en otantik kısmı. Saat geçmiş yüzyıllarda takılı kalmış. 16. yüzyılın ünlü ressamı Bruegel de burada yaşamış.
Vakit bulursanız Orta Çağ güzeli Antwerp’e de gidin.
Alışveriş Durakları
Şehrin ana alışveriş caddesi rue Neuve. Grand Place’a çıkan ara sokaklarda da birçok hediyelik eşya mağazası var. Rue Antoine Dansaert ise moda düşkünlerinin gitmesi gereken yer. Brüksel’den alabileceğiniz en güzel şeyler arasında çikolata, kanaviçe, dantel, bisküvi ve kahve var.
Şehrin antika merkezi olan Sablon Meydanı’nda çikolata almak için Pierre Marcolini’ye uğramanızı tavsiye ederim. Cumartesi günleri Place du Jeu de Balle’de ve pazar günleri Place Agora’da pazar kuruluyor.
Galeries Royales St-Hubert 1847’de inşa edilmiş. Avrupa’nın en eski, şehrinse en seçkin alışveriş merkezlerinden…
FLAMANCA'DA BAZI KELİMELER
Ja (Evet)
Nee (Hayır)
Dag/Hallo (Merhaba)
Dag (Hoşça kal)
Pardon/ Sorry (Pardon)
Alstublieft (Lütfen)
Dank U (Teşekkür Ederim)
Hoe veel kost het? (Fiyatı ne?)
Toilets (Tuvalet)
DAHASI VAR
Şehir hakkında daha fazlası için Brüksel’in Yıldızları yazıma göz atmayı unutmayın!