21 Oca ANADOLU KAVAĞI
Karadeniz’in Kapısı
Eminönü’nden kalkan gemilerin yaptığı Özel Boğaz Gezisi’nde son durak Anadolu Kavağı. Karadeniz ve Marmara’nın bağlantı noktasına kurulmuş olan tepedeki büyük Bizans–Ceneviz Kalesi kalıntıları, muhteşem bir manzaradan gelen geçeni seyrediyor. Beykoz’dan ağaçlıklı bir bölgeyle ayrılan bu balıkçı kasabasının ana meydanı Boğaz gezginlerine hizmet veren balıkçı restoranlarıyla dolu.
Karadeniz’den bir rüzgar esti ve dalgalar Çarpışan Kayalar’a (Symplegades) çarptı, geriye mavi köpükler bırakarak.
Don Juan, Lord Byron, 1863
Boğaz’ın iki yakasındaki Rumeli Hisarı ve Anadolu Hisarı’nda olduğu gibi, Rumeli Kavağı ve Anadolu Kavağı da birbirine yarenlik eder. Efsaneye göre, Argonatlardan Jason, Altın Postu bulup Karadeniz’in sonundaki Colchis’ten (Bugünkü Gürcistan) döndüğünde şükranlarını ifade etmek için her iki yere de sunak yaptırmış. Zamanla sunakları tapınaklar izlemiş. Asya yakasındaki tapınak, antik Yunan’daki on iki tanrı ve tanrıçaya mabet olmuş. Denizciler Karadeniz’e açılmadan önce burada durup Zeus Ourious’a (İyi Rüzgarların Zeus’u) adaklar adamışlar. Kaleye iskeleden 20-30 dakika içinde çıkıp gemilerin Boğaz’a giriş ve çıkışlarını seyredebilirsiniz.Yokuş ve merdivenler biraz dik, aklınızda olsun. Kale civarında güzel manzaralı kafeler bulunuyor.
Anadolu Kavağı ’nın adını bir zamanlar burada yetişen kavak ağaçlarından aldığı düşünülüyor. “Kavak” sözcüğünün “kav” kökünden geldiği ve anlamının da “kapamak, tutmak” olduğu düşünüldüğünde bölgenin ismini, Karadeniz’in Boğaz’la birleştiği yerde üstlendiği “sınır” noktası rolünden de almış olması muhtemel. Bizanslılar bu kaleleri güçlendirip Karadeniz girişinde vergi noktası olarak kullanmışlar. Anadolu Kavağı ’nda daha çok teknelerin yanaştığı iskelenin hemen ardında yaşanan hayat gayet sakin, etraf ise balık restoranlarıyla dolu. Meydanda XVIII. yüzyıldan kalma, oymalı Cevriye Hatun Çeşmesi bulunuyor.
Midillili Ali Reis Camii
Anadolu Kavağı ’ndaki bu küçük caminin yapımı 1593 senesine dayanıyor. Yaptıran Midillili Hacı Ali Reis, caminin hemen yanında yer alan türbesinde yatıyor. XX. yüzyılda yeniden yapılan binanın mimari pek bir özelliği yok. Bahçesinde birkaç eski mezar taşı bulunuyor.
Yoros Kalesi
Boğaz’ın Asya yakasına, bu kalenin ne zaman inşa edildiğine dair kesin bir kanıt yok ama şehri Bizanslı Palaeolog Hanedanı’nın yönettiği dönemde yapıldığı sanılıyor. İç duvarlardan birinin üstündeki bir haç ve etrafındaki dört “b”nin (“basileus” yani imparatorun “b”si) hanedanın sembolü olduğunu düşünmek mümkün. Anlamı da “O ki, krallara hükmetmiş, kralların kralı”. 1352’de Cenevizliler kaleyi ele geçirmiş ve gümrük vergisi almaya başlamış. 1452’de Fatih Sultan Mehmed her iki kaleyi de fethetmiş, ancak kullanılmayan kaleler zamanla harabeye dönmüş.
Kalenin adını ya Yunanca “dağ” anlamına gelen “oros” tan ya da “iyi rüzgarlar” anlamına gelen “ourios”tan aldığı düşünülüyor. Günümüzde Rumeli Hisarı çok daha etkileyici görünebilir ancak altın çağlarında Yoros Kalesi onun iki katı büyüklüğüyle Boğazdaki en büyük kaleymiş.
Poyrazköy
Anadolu Kavağı ’nın kuzeyindeki yol sizi Anadolu Feneri’ne götürür. Gözetleme kalesinin içinde küçük bir caminin yanında yer alan, 1856’da modernize edilmiş fenerin tarihi 1769’a dayanıyor. Anadolu Feneri’nden önce küçük plajıyla Poyrazköy yer alıyor. Tarihi olarak pek bir şey yok ama yaz aylarında güneşlenmek için ideal yerlerden biri Poyrazköy.
NASIL GİDİLİR?
Yazın Anadolu Kavağı ’na her gün Eminönü’nden üç gemi (www.ido.com.tr) kalkıyor. Ayrıca Sarıyer’den saat başı hareket eden tekneleri de kullanabilirsiniz. Bunun dışında Üsküdar’dan 15A no’lu otobüs sahilden buraya geliyor. Poyrazköy’e ise Beykoz’dan minibüsler kalkıyor.
Çarpışan Kayalar
Boğazdan Karadeniz’e geçiş mitolojik öykülerde de önemli bir yer tutuyor. Antik çağlarda geçitin birbirlerine doğru hareket edip çarpışan ve çıkardıkları sesle geçmek isteyen gemileri korkutan iki büyük kaya (Symplegades) tarafından korunduğuna inanılırmış. Altın Postu bulmak için yola çıkan ünlü denizci Jason, kör kral Phineus’a yardım etmek için burada durmuş. Zavallı kral sürekli saldırıp yiyeceklerini tüketen canavarlar tarafından rahatsız ediliyormuş. Jason ve kahraman arkadaşları bu canavarları bertaraf edince kral da karşılık olarak ona bir ipucu vermiş ve geminin geçişinden önce kayalara bir güvercin göndermesini söylemiş, eğer kuş geçerse gemi de geçermiş. Jason bu öğüde uymuş ve kayalar sadece güvercinin kuyruğunu yakalamışlar. Arkadan takip eden gemi sadece hafif bir hasarla geçmiş.
Anlat derdini Marko Paşa'ya...
Anadolu Kavağı’nda donanmaya ait alandaki muhteşem Marko Paşa Köşkü (1814-1888), Sultan Abdülaziz’in başhekimine aitmiş. Kuzguncuk’taki evi günümüzde okul olarak kullanılan Rum doktordan geriye “Anlat derdini Marko Paşa’ya” lafı kalmış. Aslında Paşa derdini anlatanı dinlemez, dinler gibi görünür, bir sonuca bağlamadan lafı değiştirirmiş. Anadolu Kavağı’na gemiyle geliyorsanız bu köşkü denizden izlemek ayrı bir keyif. Kızılay’ın kurucularından olan Marko Apostolidis yaz aylarını geçirmekten hoşlandığı Burgaz Adası’nda ölmüş ve Kuzguncuk’ta gömülmüş.