21 Mar ŞİLE
En Büyük Fener
Upuzun kumsalı, ilginç formlu kayalıkları, eski kalesi ve Türkiye’nin en büyük deniz feneri ile İstanbul’un Asya yakasında gittikçe büyüyen popüler kaçış noktalarından biri. İsmi Yunanca’da bir çeşit yaban çiçeği anlamına gelen Şile tam tersine çok canayakın ve misafirperver bir yer. Burası sadece hafta sonları değil, kafanızı dinlemek ya da balıkçı tekneleriyle selamlaşmak istediğiniz her zaman sizi bekliyor.
Çok eskiye dayanan bir tarihi var bu şirin beldenin; hatta bulgular Cilalı Taş Devri’nde bile yerleşim olduğunu fısıldıyor. Antik Çağ’da önce Yunanlıların sonra Romalıların istilasına uğramış, 1090 yılında da Selçukluların yönetimine girmiş. I. Haçlı Seferi’nde yine el değiştiren Şile, Yıldırım Bayezid tarafından Osmanlı topraklarına katılmış. Gerçek değerini ise Osmanlıların buraya bir deniz feneri inşa etmesiyle kazanmış.
Şile, 1990’lı yıllarda kumsalları keşfedilinceye kadar pek rağbet görmedi ama o tarihten sonra küçük köyü ve doğal plajlarıyla büyükşehir insanına derman olmaya başladı. 1999 depreminden sonra, İstanbul’un güneyindeki sahil yerleşim yerlerinin zarar görmesiyle Şile’ye olan ilgi daha da arttı. Şile, Karadeniz kıyısında 60 kilometrelik, merkezde ise 10 kilometrelik bir sahile sahip. Deniz temiz ve yüzmek mümkün ancak kuvvetli dip akıntılarına dikkat etmek gerek, bu nedenle sadece can kurtaranların olduğu plajlarda denize girilmesi öneriliyor. İsmini taşlar arasından çıkan suların akan gözyaşlarına benzemesinden alan Ağlayankaya ilginç şekli ile dikkati çekiyor. Fenerden yürüme mesafesinde.
Fener
Türkiye’deki en büyük, dünyada ise hala çalışır durumda olan ikinci büyük deniz feneri olduğu söylenen Şile Feneri’nin tarihi 1859’a dayanıyor. I. Abdülmecid döneminde Fransızlar tarafından yaptırılan siyah-beyaz çizgili fener, önce gaz lambası ile çalışıyormuş, 1960’lı yılların sonundan beri elektrikle aydınlatılıyor. Fener mayıstan ağustos sonuna kadar saat 10.00 -16.00 arası gezilebiliyor. Arkasında keyifli vakit geçirebileceğiniz hoş bir çay bahçesi var.
Ocaklı Kale
Rengarenk bir balıkçı limanına bakan tepede yer alan bu kale, Bizans döneminde inşa edilmiş ancak Osmanlılar tarafından yeniden yapılmış. Kale ve fenerin dışında anıtsal mimari örnekleri sayılıp koruma altına alınan pek çok eser var Şile’de; 1871 yılında Hatice Hanım tarafından yaptırılmış Hanımsuyu Çeşmesi, Demirtaş Paşa Okulu, Vergi Dairesi Binası bunlardan bazıları.
İlçenin doğal güzellikleri tarihi değerleriyle yarışır nitelikte. Onbir Göller Vadisi, Değirmençayı Şelalesi, Kumbaba Tepesi, kara ve deniz mağaraları ilgi alanınıza giriyorsa vakit ayırmanızı tavsiye ederiz.
NASIL GİDİLİR?
İstanbul’un merkezinden 70 kilometre uzakta. Yol gayet güzel, arabanızla gidebileceğiniz gibi Üsküdar, Şemsi Paşa Camii’nin önünden kalkan 139A ve 139D no’lu otobüslere de binebilirsiniz.
Şile bezi
Yüzde 100 pamuklu, kendine has dokuma tarzı olan bu buruşuk görüntülü kumaş, önceleri el tezgahlarında, şimdilerde ise otomatik tezgahlarda dokunuyor. Sık sık Denizli’nin Buldan bezi ile karıştırılıyor ve günümüzde pek de sahip çıkılmıyor. İstanbul’dan da alabilirsiniz ama üretildiği yerden almak çok daha hoş.
Şile Festivali
Her sene temmuz ayının son haftası kutlanan bu festival, zaman içinde kültür ve sanat festivali kimliğine bürünmüş ve bir gelenek haline gelmiş. Şile Belediyesi tarafından düzenlenen ve ana teması Şile bezi olan bu festivale her yıl çeşitli sanatçılar ve modacılar katılıyor.