29 Tem SEMERKANT
Çevresiyle beraber 1,1 milyon kişinin yaşadığı Semerkant ’ın eski adı Afrosiyab olarak geçiyor. İ.Ö 329 yılında şehri fetheden Büyük İskender “Semerkant ile ilgili duyduğum her şey doğruymuş, tek fark hayal ettiğimden daha güzel olması” demiş. İskender bu bölgeden Roxanna ile evlenmiş ve ondan bir oğlu olmuş. Bugün Özbekistan’da Helenistik döneme ait eserleri görmek hala mümkün. Şehirdeki Registan Meydanı çok görkemli bir yer. Burada bulunan Uluğ Bey, Tilla Kari (Telkari, altınla kaplanmış anlamında) ve Şirdar (Aslan) Medreseleri baş döndürücü güzellikteler. Uluğ Bey’in öğrencilerine matematik ve astronomi öğrettiği 1420 yılında tamamlanmış medresenin minaresine çıkıp, yukarıdan Semerkant’ ı seyredebiliyorsunuz. Tarihi yerlerde dolaşırken kafanız karışıyor, çünkü Bursa’da Yeşil Türbe’de gördüğünüz çinilerin benzerlerini buradaki türbelerde de görüyorsunuz.
Guri Amir Türbesi şehirdeki güzel eserlerden. Mavi ve yeşil çinilerle kaplanmış bu yapıda Timur ve aile bireylerinin mezarları var. Burada 1941’de yapılan kazıda Timur’un 1,70 boyunda ve gerçekten aksak olduğu tesbit edilmiş. Denildiğine göre açılan mezarda “Mezarımı açan benden daha korkutucu bir düşman tarafından yenilecek” yazıyormuş. Kazının ertesi günü Hitler Sovyetler Birliği’ne saldırmış.
Bibi Hatun Timur’un en sevdiği karısıymış. Onun için yaptırılan cami kompleksi çok güzel. Cami yapıldığı yıllarda İslam dünyasının en büyük dini müesseselerinden biriymiş. Caminin yanında çok renkli bir Pazar var. Siab diye geçen pazar adeta renkler cümbüşü, evde kurabiyesini, ekmeğini, çöreğini yapan pazardaki tezgahına yerleşmiş. Kuruyemişler, ev yapımı tatlılar, fırından yeni çıkmış ekmekler çok lezzetli, insanlar ise en güler yüzlüsünden, zenginlik sembolü altın dişleriyle poz verip, kameralara sürekli gülümsüyorlar.
Shah-i Zinda (Zinde Şah) çok enteresan bir yer adeta kraliyet mezarlığı gibi. Birbirinden güzel çok sayıda türbe yan yana dizilmiş. En önemlisi de Zinde Şah’a ait. Hz. Muhammed’in yeğeninin oğlu olan Hüsam’ın başını kesmişler, kellesini koltuğunun altına alıp, koşarak kaybolmuş. Hala yaşıyor anlamında Zinde demişler.
Semerkant ’ta görülecek diğer bir yer ise Timur’un torunu olan Uluğ Bey’in Rasathanesi ve buradaki sekstant hala duruyor, onu görünce aklınıza Hindistan Jaipur’da açık havada bulunan sekstant geliyor. Aya ilk ayak basan astronotlar gördükleri ilk üç tepeyi Galileo, Kopernik ve Uluğ Bey olarak adlandırmışlar.