LAODİKYA

Denizli’ye 6 kilometre uzaklıktaki Laodikya, geçmişte ticaret yollarının kavşağında yer alıyormuş. Özellikle yün ticareti ile çok zengin olmuşlar. Gittiğinizde karşınıza çıkacak manzarayı şöyle özetleyeyim; bir tarafta 2571 metre yükseklikteki Honaz Dağı, diğer tarafta bembeyaz Pamukkale duruyor, tam ortada ise iki nehir tarafından kuşatılmış Laodikya var. Antik kentin tarihi M.Ö. 3000’e kadar uzanıyor. Yapılan kazılarda Geç Kalkolitik Eski Tunç Çağı’na ait mimari, seramik ve çakmaktaşı buluntularına ulaşılmış.

Termal Suyla Gelen Uyarı

Burası aynı zamanda 4 İncil yazarı arasında yer alan ve mezarı Selçuk’ta bulunan Aziz Yuhanna’nın cemaatlerine mektup yazdığı 7 kiliseden biri. Diğerleri ise Efes, İzmir, Sart, Akhisar (Thyatira), Alaşehir (Philadelphia) ve Bergama’da. Halkı başlarda Hristiyanlığa geçiş için biraz isteksiz davranmış. Aziz Yuhanna da termal suları kullanarak yaptığı metaforla uyarmış onları: “Yaptıklarınızı biliyorum. Ne soğuk ne sıcaksınız, ılıksınız.” Mesajı açık aslında; “kararınızı verin, arada kalacağınıza ya iyi bir Hıristiyan olun ya da başka yolun yolcusu” demek istemiş.

Bu sitem işe yaramış olacak ki şehir Bizans döneminin en önemli Hristiyan şehirlerinden biri olacak kadar inançlı hale gelmiş. Hatta piskoposluk merkezi olmuş.

En Uzun Stadyum

Aslında 350 metrelik ölçüsü ile Anadolu’da bulunan en uzun stadyum Laodikya’daymış. Fakat taşları asırlarca başka yapıların inşaatlarında kullanılınca geriye fazla bir şey kalmamış ne yazık ki… Yaklaşık 5 kilometrekarelik alana yayılan Laodikya’nın günümüze ulaşan önemli yapıları arasında; iki tiyatro, dörder hamam kompleksi, agora, çeşmeler, giriş kapısı, meclis binası, tapınaklar ve kiliseler var.