20 Haz KAHRAMANMARAŞ LEZZETLERİ
Kahramanmaraş, adıyla markalaşan birçok lezzete sahip. Listenin başında tabii ki dondurması yer alıyor. Kendine has tarhanasını ve çöreğini de unutmamak gerek.
Kahramanmaraş denince akla önce dondurma gelir. Bu şöhrete kavuşmak kolay olmamış; uzu bir yolculuk gerekmiş. Öncelikle dondurmanın sırrı, şehrin sırtını yasladığı Ahir Dağı’nın doğal zenginlikleri ile sabırla yoğrulmuş ustalığında gizli. Yüzyıllar önce Kahramanmaraş’ta Ahir Dağı’nın yamaçlarındaki mağara ve oyuklara birikmiş kar tabakaları ile dağın bağlarında üretilen Kabarcık üzümü pekmezi, karakovan balı ve meyve özlerinin karışımından oluşan serin mi serin bir tatlı doğmuş. Bu tatlıya o günlerde karsambaç adı verilmiş. Karsambaç daha sonra Ahir Dağı’nda yetişen keçilerin sütü ile daha da zenginleşmiş ve en sonunda yabani orkidelerin köklerinden elde edilen sahlep ile bu mucizevi formül tamamlanmış.
Dünya Maraş Dondurması Yiyor
Ortaya çıkan muhteşem karışımı 1960’lı yıllarda Durgut Usta kendi alın teri ve becerisi ile sabırla işlemiş. Kırma dondurmanın mucidi olarak kabul edilen Durgut Usta’nın ünü, mini bir dondurma dükkanı ile başlamış ama şöhreti Kahramanmaraş’ın ünlü Kervan Pastaneleri olarak önce ülkemize yayılmış. Sonra da Alpedo dondurma adıyla tüm dünyanın sevdiği lezzetler arasında yerini almış. Bugün Çin’den Amerika Birleşik Devleri’ne dünya genelinde tam 114 bin noktaya Maraş Dondurması ulaştırıyorlar.
Rekor Kıran Dondurma
Dünyanın en büyük çengel dondurması ile rekorlar kitabına girmeyi başaran Alpedo, geleneksel Maraş dondurmasının yanı sıra çileklisinden fıstıklısına, çikolatalısından portakallısına 30 çeşit saf ve doğal dondurma üretiyor.
Bu Tarhana Başka
Kahramanmaraş’a özgü, farklı bir yöntemle hazırlanan tarhanası, şehrin lezzet haritasının vazgeçilmezleri arasında… Yapım aşamasında komşu hanımların imece usulü ile bir araya gelmeleri de sabahın erken saatlerinde kalkıp çiğ adı verilen özel bir sergi üzerine tarhana sermeleri de adeta gelenek halini almış. Ama modern tesislerde üretilen ve hijyenik ambalajlarda sunulan tarhanalar da var. Bir de tarhana cipsi var. O da hem çocuklar hem büyükler için katkısız, sağlıklı bir atıştırmalık.
Çöreği Bir Efsane
Tıpkı tarhana gibi bu çörek de savaş yiyeceğiymiş aslında. Zaman içinde yapılması özellikle de Ramazan Bayramı’nda sunulması geleneksel hale gelmiş. Ramazan gelmeden 1-2 ay öncesinde fırınlardan sıra alınır, hamurlar hazırlanıp fırınlara verilir ve sırayla pişirilirmiş. Öyle bir iki gün değil, aylarca yenirmiş. 90’lı yılların sonralarında bu çöreğin yapımı bir iş koluna dönüşmüş. Zamanla fıstıklı, fındıklı, acılı, cevizli, kakaolu, limonlu gibi 20 çeşit sunulmuş. Adı Maraş çöreği ile özdeşleşen Alfi Çörek’in önünde, özellikle Ramazan ayında uzun kuyruklar oluştuğunu da eklemeden geçmeyeyim.
TARHANA NASIL DOĞDU?
Yavuz Sultan Selim, Mısır seferine çıkmadan önce ordunun ihtiyaçları için hazırlıklara başlamış. Mısır’ın fethi için Sina Çölü’nün geçilmesi şart. Defalarca denense de Mısır’ı almanın önündeki en büyük engel Sina Çölü olmuş hep. Çölün ortasında aç kalmak en büyük düşmanmış. Asker tayını olması için öyle bir yiyecek lazımmış ki hem yükte hafif hem de yüksek besin değerine sahip olmalıymış. Ayrıca askeri tok tutmalı, sıcakta ve soğukta bozulmamalıymış. Yavuz Sultan Selim’in annesi Maraşlı Gülbahar Hatun bu niteliklerin hepsine sahip bir gıda üretmek için çok uğraşmış. Nice deneme-yanılmadan sonra istediği sonuca ulaşmış. Ortaya çıkan lezzetin adı tarhanaymış…
DAHASI VAR
Şehir hakkında dahası için “Kahramanmaraş” yazıma göz atmayı unutmayın!