20 Mar BAKIRKÖY VE ATAKÖY
Yedinci Mil
Çoğu kişi için Bakırköy ve Ataköy sadece havaalanına gidip gelirken geçtikleri, büyüyen İstanbul’un bir parçası. Beton binaların arasında gezerken geçmişten bir şey kalmadığını düşünenlere tarih, muzip birkaç sürpriz saklamış. Bizanslılardan kalan bir açıkhava sarnıcı bunlardan biri.
Bakırköy ’ün daha önceki adı Rumca “uzak bir yer” anlamına gelen ve Makrohori’den türeyen “Makriköy” müş, 1925 senesinde yer isimlerinin Türkçeleştirilmesi ile Bakırköy olarak değiştirilmiş. Neden “uzak bir yer”? Bizans döneminde Hebdomon (Yedinci) olarak bilinen ilçe, surların dışında ve başlangıç noktası olarak kabul edilen Sultanahmet’teki Milion Taşı’ndan yedi mil (11 kilometre) uzakta bir yerleşim biriymiş. Askeri ve siyasi olarak büyük önemi olan semtte İmparator Valens kendisi için bir yazlık saray yaptırmış. 474 senesine kadar çiçeği burnunda imparatorlar burada taç giydikten sonra Egnatia Yolu’ndan şehre girerlermiş. 474 senesinden sonra ise taç giyme törenleri Aya Sofya’da yapılmış. Burada yaptırılan geniş askeri eğitim alanına Roma’daki benzerinin adı olan Campus Martius (Mars Alanı) verilmiş.
XIX. yüzyılda trenin gelmesiyle Bakırköy orta direk ailelerin yaşadığı bir semt haline dönüşmüş ve daha büyüyüp, daha kalabalıklaşmış. Bugün dükkanların dizili olduğu caddesinin eski altın çağında nasıl muhteşem eserlerle dolu olduğunu gözünüzün önüne getirebilmek için güçlü bir hayal gücüne ihtiyacınız olacak.
Türkiye’nin planlanmış ilk banliyölerinden biri olan Ataköy, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ten almış adını; semt çoğu insanın içinde yaşamayı sıkıcı bulduğu, yüksek apartman blokları ile dolmuş. 1988 senesinde açılan Galleria, şehrin ilk alışveriş merkezi ve Amerika’daki Houston Galleria’dan etkilenen o zamanki Başbakan Turgut Özal’ın önayak olmasıyla açıldı. Denize yakın olan bu AVM, alışveriş yapmak için seçilebilecek hoş mekanlardan.
Arnavutluk’a giden yol: Egnatia Yolu
Romalılar döneminin en önemli yollarından olan Egnatia Yolu (Via Egnatia), Adriatik sahilindeki Dyrrachium’dan (bugünkü Arnavutluk/Durres) Bizans’a kadar 1.120 kilometrelik bir mesafeyi kat ediyor. Dyrrachium’da yolcular bir gemiyle Adriyatiği geçer, Roma’ya Appia Yolu’ndan devam ederlermiş. Böylece Roma İmparatorluğu’nun iki başkentini bağlarlarmış. Yazıtlardan öğrendiğimiz kadarıyla yol adını Makedonya Prokonsülü Gnaeus Egnatius’dan almış. Yol çalışmaları M.Ö II. yüzyılda var olan yolun iyileştirme çalışmaları şeklinde başlamış. M.S. V. yüzyıl itibariyle yol ihmal edilmiş. İmparator Jüstinyen’in onarımlarıyla yolun doğu kısmı ticarette önemli bir rol oynamaya devam etmiş. Haçlılar seferler için Ortadoğu’ya giderken Egnatia Yolu’nu kullanmışlar.
Bakırköy Sokakları
İlk bakışta 1990’lardan önceki Bakırköy ’den bir şey kalmamış gibi görünüyor. Bununla beraber, eğer banliyö treninin güneyindeki sokaklarda dolaşırsanız, beton binaların arasına serpiştirilmiş, etkileyici ahşap ve taş evlerle karşılaşırsınız. Özellikle İstanbul Caddesi, Heyvet Sokak ve Yurt Sahibi Sokak’ta yoğun halde görebileceğiniz binalara ilaveten Hazırlık Sokak’ta taştan yapılmış Taş Okul’un kalıntıları da var. Sahile doğru giden Ebuzziya Caddesi’nde XIX. yüzyıl Ermeni kilisesi olan Surp Asdvadzadzin’ı ve 1844 yılında yapılmış Ermeni okulunun binasını görebilirsiniz. Rum ilkokulunun binası ise İstanbul Caddesi’nde bulunuyor. Tüm bu yapılar bir zamanlar farklı etnik kökenli insanların komşuluğunu hatırlatıyor. Reyhan Sokak’taki küçük bir sanat galerisi ise yaşama 1908 yılında bir Fransız okulu olarak başlamış.
Fildamı Sarnıcı
Bakırköy’deki bu garip isimli yapının adını nereden aldığı kesin olarak bilinmemekle beraber, kulağa en mantıklı gelen hikaye burada bir zamanlar saray fillerine ait bir barınak olması. 127 metreye 76 metrelik ölçüleri, 7 metre kalınlığındaki duvarları dikkate alındığında aslında ismine şaşmamak gerekir. İstanbul’da V. yüzyıldan kaldığı tespit edilen dört açık hava sarnıcından biri olan Fildamı Veli Efendi Hipodromu’nun yakınında yer alıyor. Açık ara bölgedeki en etkileyici mimari yapı olan Fildamı’nın dışında açık hava sarnıçlarının tümü Suriçi’nde toplanmış. Bu yüzden sarnıcın şehrin batıya doğru yayılmasında önemli bir rol oynadığı düşünülüyor. Diğerlerinden farklı olarak bir köşesinde kontrol kulesi olan sarnıç, Bakırköy’deki Valens Sarayı’na, Veliefendi Hipodromu’na ve Bizans ordu karargahına su sağlıyormuş. Sarnıç daha önemli görevler üstlenebilecekken ne yazık ki kötü bir futbol sahasına ev sahipliği yapıyor.
Hristos Analipsis Kilisesi
Bakırköy Rum Mezarlığı’nın içine cenaze törenleri için yapılmış olan kilise XIX. yüzyıl tarihli. Üç nefli bazilika planındaki kilisenin mimarı Akilepsos Aleksios.
Zuhurat Baba Türbesi
“Zuhurat Baba” İstanbul’un fethi sırasında Osmanlı ordusunun susuzluktan kırıldığı bir anda askerlerin karşısına çıkan ak sakallı ve nur yüzlü bir kurtarıcı olarak biliniyor. Türbe özellikle cuma günleri kalabalık oluyor.
Veliefendi Hipodromu
Veliefendi Hipodromu Türkiye’nin en eski ve en büyük hipodromu. 7600 kişilik tribün kapasitesine sahip olan hipodrom, 170 metre uzunluğunda, 15 metre genişliğinde bir antrenman pistine sahip.
Ataköy Marina
Buraya kadar gelmişken, yoğun trafikli sahil yolunu görmezden gelin ve Ataköy Marina’daki tesislerin tadını çıkarın. Marmara Denizi’nin yanındaki bu beş yıldızlı marina (www.atakoymarina.com.tr) 1998 yılında açıldı.
NASIL GİDİLİR?
Bu bölgeye toplu taşıma araçlarıyla gelmek biraz zor olabilir. Bakırköy Meydanı’na banliyö treni ile daha kolay ulaşabilirsiniz; Fildamı için Yenimahalle’de inin. Yunus Emre Kültür Merkezi Ataköy-Şirinevler metro istasyonuna yakın. Metronun Bakırköy durağı ise ziyaretçilerin ilgisini çekebilecek yerlere yakın değil.
NE YAPILIR?
Ataköy’deki yüksek binaların arasında yer alan Yunus Emre Kültür Merkezi’ndeki (Tel: 0212 661 38 94, Hanımeli Sokak) etkinliklere katılabilirsiniz. Merkeze restore edilmiş, XIX. yüzyıldan kalma bir baruthane ev sahipliği yapıyor.