27 Mar ANDREA BOCELLİ VE TOSKANA
Profesyonel rehberlik kariyerimde 32. yıldayım. Öyle özel isimlere dünyanın öyle farklı yerlerini gezdirdim ki… Onlardan biri de Toskana’yı turizm yıldızı olarak parlatan Frances Mayes’ti. Yıllar önce bu ünlü Amerikalı yazara rehberlik etmiştim. Sonra “Under the Tuscan Sun” adlı bir kitap yazdı ve Toskana turizmde aldı başını gitti. Sonraki yıllarda o kadar ünlendi ki tur yaptığım Amerikalılar yazarın evinin önünde durup fotoğraf çektirmeyi özellikle istiyordu.
Evinde bir yıldız
Andrea Bocelli konseri için gittiğim Toskana’da, bu anı geldi aklıma. Ve konserde yaşadığım unutulmaz deneyim, yeni bir anı olarak eklendi defterime. Öncelikle, hayran olduğum Andrea Bocelli’yi doğduğu topraklarda dinlemek için İtalya’ya gitmek başlı başına bir keyifti. Gözlerimi Toskana’nın müthiş manzaralarına, kulaklarımı dünyanın en iyi seslerinden birinin canlı performansına, ruhumu doğayla sanatın buluşmasının rafine keyfine teslim ettim.
Sesin aydınlığı
Dünyanın en iyi 3. tenoru olarak kabul edilen Andrea Bocelli, aynı zamanda söz yazarı, besteci ve müzik yapımcısı. Toskana doğumlu sanatçı, 60 yaşında. Hayatı tam bir başarı ve azim öyküsü… Çocukken futbol oynarken kaza geçirmiş ve iki gözü de kör olmuş. Hayata küsmek yerine keyifle sarılmayı bilmiş. Hukuk Fakültesini bitirmiş. Müziğini de sosyal yardımlaşmanın aracı olarak kullanmış. Kurduğu Bocelli Vakfı, Haiti’de yüzlerce kimsesiz çocuğun bakımını ve eğitim masraflarını üstleniyor. Dünyanın farklı yerlerinde göz hastalıkları ile ilgili yapılan bilimsel çalışmalara fon sağlıyor.
10 Bin Kişi
Gittiğim konserse her sanatçıya örnek olması gereken türden bir vefaydı. Bocelli, her yıl doğduğu köyde konser vermeyi gelenek haline getirdi. Öyle bir konser ki her yıl 10 bin kişiyi köyüne getirmeyi başarıyor. Tek başına böyle bir turizm hareketinin ardındaki güç olması inanılmaz!
Süprize Bozulanlar
Bocelli’nin geleneksel Toskana konserlerinin özelliği, her yıl farklı bir temaya sahip olması ve içeriğinin sır gibi saklanması. Bu yıl da biz izleyiciler ne ile karşılaşacağımızı bilmeden gidip, merakla beklemeye başladık. Ve ezber bozan bir işle karşılaştık! Seyircilerin bir kısmının hiç hoşlanmadığı hatta konseri erken terk ettiği ama benim hayran kaldığım bir sürprizi vardı İtalyan tenorun.
Aylarca Verilen Emek
Konser değil Andre Chenier Operası’nı izledik. Müthiş bir cast vardı sahnede. Oyuncu, solist ve müzisyenlerden kurulu yaklaşık 250 kişi ve Bocelli! Başta herkesin çok hoşuna gitti çünkü operadan bir bölüm sahneleneceğini ve sonrasının konser olarak devam edeceği sanıldı. Ama öyle olmadı ve Bocelli tam 4 perdelik bir opera sahneledi. Aylarca çalışmış, konser alanına sürekli gidip gelmiş ve ekiple provalara katılmış. Bana kalırsa yaptığı çok kıymetliydi çünkü sadece şarkılarını söylese bu onun için en kolayıydı. O zor olanı seçip fark yaratmak istemiş, başarmış da… Ama kendini Bocelli’nin en iyi parçalarını dinlemeye ve sadece konser izlemeye hazırlayarak gidenler için pek de motivasyonlarına uygun bir sonuç çıkmadı ortaya.
Ben yine de bu deneyimi yaşamaktan ve o gün orada olmaktan çok mutluydum. Her yıl merak ve heyecanla bir Bocelli konserine gidebilirim çünkü bilirim ki beni mutlaka şaşırtacak…
DAHASI VAR
Toskana bölgesini merak edenler “Siena” ve “San Gimignano” yazılarıma göz atmayı da unutmayın.