25 May ALANYA
Eski dildeki adı “Korakos”, karga ve karabatakların çok olduğu yer anlamına geliyor. Ortaçağ’daki adı “Kalonoros”, Güzel Dağ demek. Günümüzde ise herkesin bildiği Alanya. Anadolu Selçuklu Sultanı Keykubat, tahta çıktığı zaman, “Alâeddin” ünvanını almış. Bu unvandan esinlenerek, “Ala’nın kenti” anlamına gelen “Alaiye” bugünkü Alanya’nın ismi olmuş.
Kentin Simgesi Kızılkule
Alanya antik devirde de popülermiş. Öyleki Antonius tarafından Kleopatra’ya hediye edilmiş. Fakat tarihte hiçbir zaman önemli bir rol oynamamış. Ta ki 1226 yılında Alâeddin Keykubat Suriyeli bir mimara Kızılkule’yi yaptırana kadar; sadece bu kule, kenti dünyaya tanıtmaya yetmiş.Kule, kırmızı tuğladan yapıldığı için bu adla anılıyor. En üst katında olağanüstü bir manzara var.
Tersane, Alanya’da görülmesi gereken bir başka yer. Gene Keykubat tarafından, 1228 yılında yaptırılmış. Selçuklulardan kalan tek tersane olma özelliğini koruyor. Tersane’nin hemen yanındaki kulenin de silah deposu olarak kullanıldığı biliniyor.
Ne Yapılır?
Kızılkule’yi ziyaret edin. Tepeye kadar sadece 87 basamak var.
***
Tersaneye gidin.
***
Ehmedek Kapısı ve İçkale’yi ziyaret edin.
***
Damlataş Mağarası, sadece şöhretli olduğu için gezilebilir. Bazen çok kalabalık oluyor. Dim Mağarası daha güzel. Halk arasında “Gavur İni” deniyor.
***
Elikesik Köyü’ne gidip “sora sora” bulabileceğiniz Sinek Kalesi’nde muhteşem bir manzara var. Kale çevresindeki eski evler görülmeye değer.
***
Tekne gezintisi yapabilirsiniz. Hele bazı deniz mağaralarına tekneler girebiliyor ki çok etkileyici. Korsanlar Mağarası, Aşıklar Mağarası, Fosforlu Mağara, Kleopatra ve Ulaş Plajları günlük turlarla gidilen yerler.
***
İncekum’u mutlaka görün.
***
Eski bir Selçuklu kervansarayı olan Şarapsa Hanı’na gidin.
***
Alanya Müzesi’ni gezin. Atatürk’ün 18 Şubat 1935’te bir gece kaldığı ev, Fatih Sultan Mehmet Caddesi üzerinde yer alıyor.
***
Alanya’nın eski mahallerinde dolaşmak ve eski Alanya evlerini seyretmek, yapılacak en keyifli şey.
AVRUPALILARIN GÖZDESİ
Alanya’ya son yıllarda yerleşen çok sayıda Alman ve Hollandalı var. Çoğu emekli olup gelmişler ve buradan ev almışlar. Alanya’nın birdenbire kozmopolit bir yapıya bürünmesine neden olmuşlar. Pazarda, minibüste, postanede, bankada; yaşamın her anında bir başka dil duymak mümkün. Hele bilirsiniz, biz Türkler, dilimizi yarım yamalak konuşan yabancılara, yeni konuşmaya çalışan çocuklar kadar sevgi ve şefkat duyarız; bu sıcak ve naif duygular için Alanya tam yeri!